Boya Terimleri

Aramak istediğiniz kelimeyi yazınız
A B C Ç D E F G Ğ H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Oksidatif kuruma / Hava oksijeniyle kuruma

“Kuruyan yağlar” olarak adlandırılan yağlarla “kuruyan alkid”ve “yarı kuruyan alkid” olarak anılan alkidler hava oksijeniyle tepkimeye girerek, yağ asitlerindeki doymamış bağlar üzerinden polimerleşirler. Organik kaplama filmlerinin kuruması, bu işleyiş sonucunda gerçekleşmekteyse, bu sürece oksidatif kuruma, oto-oksidatif kuruma, hava oksijeniyle kuruma gibi adlar verilir.
Ayrıca Bkz. Hava kurumalı, Kuruyan yağlar, Kuruyan alkid reçineleri, Yarı kuruyan alkid reçineleri

Hava kurumalı

Bir yüzey üzerine uygulandıktan bir süre sonra ortam koşullarında ve bir müdahale gerektirmeksizin kuruyup sert filmler verebilen organik kaplamaların genel adı. Dışarıdan bakıldığında, ikisinin de kendiliğinden kuruduğu algılandığı için, günlük hayatta, gerek çözgen buharlaşmasıyla gerekse hava oksijeniyle kuruyan boyalar “hava kurumalı” olarak nitelendirilirler.

Kuruyan yağlar

Gliserin molekülüne, üç hidroksili üzerinden bağlanan yağ asitleri üzerinde doymamışlıkların bulunduğu doğal bitkisel yağlar. Kuruyan yağlar, havanın oksijeniyle,yağ asitleri üzerindeki çift bağların açılmasıyla tepkimeye girip polimerleşerek kururlar.

Yarı kuruyan yağlar

Gliserin molekülünün, üzerlerinde sınırlı miktarda doymamışlık bulunan yağ asitleriyle tepkimeye girmesi sonucunda oluşan yağların genel adı (Yarı kuruyan yağların, kuruyan yağlarda olduğu cinsten objektif bir tanımı yoktur. Ancak, pratik olarak, içerilen yağ asiti zinciri başına, ortalama 1,5-2 civarında doymamışlığın söz konusu olduğu yağları yarı kuruyan yağlar olarak anmak yanlış olmaz).

Kuruyan alkid reçineleri

Omurgası üzerine eklenen yağ asitleri iki veya daha fazla doymamışlık içeren alkid reçineleri, hava oksijeniyle sertleşen filmler verme yatkınlığına sahiptirler. Genel kabule göre, omurgası üzerindeki yağ asitlerinin ortalama kuruma indisi 70 ve üzerinde olan alkid reçineleri “kuruyan” olarak adlandırılır.

Yarı kuruyan alkid reçineleri

Bünyesinde yarı kuruyan yağlar bulunan alkid reçineleri.

Yarı kuruyan alkid reçineleri

Bünyesinde yarı kuruyan yağlar bulunan alkid reçineleri.

Oxidative drying / Auto-oxidative drying

Drying oils, drying and semi-drying alkyds polymerize over the unsaturated bonds in the fatty acids with the oxygen in the air. If the drying of the organic coating films occurs through this mechanism, this process is called “oxidative drying”, “auto-oxidative drying” or “drying with oxygen in the air”.
See Also Air drying, Drying oils, Drying alkyd resins, Semi-drying alkyd resins

Air drying

General name for organic coatings that can lead to dry rigid films at ambient conditions without any assistance after application. Coatings that form films by solvent evaporation and oxidative drying are characterized as “air drying”, since they appear to dry with no assistance.

Non-drying oils

General name for oils obtained by reaction of glycerine with fatty acids that do not contain unsaturation or contain limited unsaturation. There is no distinct definition of non-drying oils as in the case of drying oils. However, oils with an average unsaturation value smaller than or equal to one double bond per one fatty acid chain, are practically classified as “non-drying oils”.

Drying oils

Natural vegetable oils that contain unsaturated fatty acids connected to three hydroxyl group of glycerine molecule. Drying oils dry by polymerizing with air oxygen via opening of the double bonds on fatty acids.

Semi-drying oils

General name of oils, formed by reaction of glycerine with fatty acids with limited unsaturation. (Semi-drying oils do not have a certain definition as the drying oils). Practically, it is conveninent to define oils as semi-drying if they have an approximately 1.5 - 2 unsaturation per fatty acid chain.

 

Bkz. Yardımcı renk grupları

Pigment veya boyar maddelerin moleküllerinde yer alabilen ve asıl renk verici (kromofor) grubun yanısıra, renk özelliğinin oluşmasında katkısı olan kimyasal gruplar.

Oxichrome groups

See Auxochrome groups

Chemical groups which can be presented in the structure of pigments and dyestuffs and can contribute to color of the compound together with main chromophore groups.
 

Epoksi reçinelerinin uçlarında bulunan halkalı yapıdaki eter grubu. Epoksi grubu veya halkalı eter (cyclic ether) grubu olarak da anılır.
Kimyasal formülü: 

Oxirane group

Cylic ether groups pendant to the epoxy resin. Oxirane groups are also called as epoxy group.
Chemical formula: 

Sınırlı sayıdaki monomerin tepkimeye girmesi sonucunda oluşan ama polimer sayılmaya yetecek büyüklükte olmayan kimyasallara verilen genel ad. Genel kabul gören nesnel bir oligomer tanımı olmamakla birlikte, oligomer molekül ağırlıkları birkaç yüz ile birkaç bin arasında değişir ve oligomer molekülü içindeki monomerik birim sayısı, genellikle, 2 ile 20 arasında değişir.

 

Oligomer

General name of chemicals, which are formed by the reaction of a definite number of monomers but not large enough to be qualified as a polymer. Although, there is no widespread agreement on the definition of oligomer, the molecular weight of an oligomer ranges from a few hundred to a few thousand and an oligomer consists of 2 to 20 repeating units (mers).

Saydam olmama durumu, ışık geçirmeme özelliği. Bir madde, yüzeyine düşen ışığın tümünü yansıtma, kırma ve soğurma yoluyla tüketiyorsa söz konusu maddenin opak olduğu ifade edilir.

Opacity

A property of matter that prevents light from passing through it or a condition of being non-transparent. If an object consumes all the light coming to it by reflection, scattering, and/or absorbtion, this object is said to be opaque.

1) Omurgasını organik polimer, oligomer veya monomer esaslı bağlayıcıların oluşturduğu kaplama malzemelerinin genel adı. Bileşiminde pigment bulunmayan organik kaplama malzemeleri vernik, bileşiminde pigment de bulunan organik kaplama malzemeleriyse boya adını alır.
2) Organik kaplama malzemesinin, film oluşum süreci sonrasında oluşturduğu film. Ayrıca Bkz. Macun, Toz Boya

Çelik macun

Doymamış polyester reçinesinin veya epoksi reçinesinin bağlayıcı olarak kullanıldığı, spatulayla uygulanan ve sertleşme sonucunda çok yüksek sertliklere erişen macunlara halk arasında verilen ad.

Macun

Uygulama yüzeylerinin içerebildiği pürüz, çatlak ve çukurların doldurulması amacıyla kullanılan ve kritik pigment hacim derişiminin (CPVC) üzerinde dolgu içeren organik kaplama malzemesi. Macunlar, yüksek viskoziteleri nedeniyle spatula ve silindirlerle uygulanabilirler.

Yalıtım amaçlı macunlar

Yalıtım amaçlı macunlar, inşaat sanayiinde, orijinal oto ve oto tamir sektöründe, uçak sanayiinde, deniz taşıtları sektöründe kullanılırlar. Ana kullanım amaçları, boyanan nesnenin ek yerlerindeki ve birleşme noktalarındaki boşlukları esnek bir biçimde doldurarak su, nem, kimyasal, gaz geçişini önlemek yani maddî yalıtımı sağlamak; esnek ve (bazı türlerde) gözenekli yapısıyla titreşimleri emerek ses yalıtımını sağlamak ve bazı durumlarda da düşük ısıl iletkenliğiyle ve (bazı türlerde) gözenekli yapısıyla ısı yalıtımını sağlamaktır.

Korona deşarjı yoluyla toz boya kaplama

Yüksek gerilim uygulanarak iyonlaştırılan hava moleküllerinin, tabancadan püskürtülen toz boya zerrelerini de yükleyerek, (+) yükle yüklenen nesne yüzeyini çok az kayıpla kaplamaları için kullanılan bir elektrostatik kaplama yöntemi.

Toz boyalar

Çözgen içermeyen; bağlayıcı olarak seçilen polimerlerin camsı geçiş sıcaklıkları oda sıcaklığından yüksek olan boyalar. Toz boyalar, 20-100 mikron arası büyüklüklerde tozlara dönüştürülürler. Yüzeyi kaplayan tozlar, yüksek fırın sıcaklıklarında eriyerek ince bir film oluştururlar.

Toz boyaların elektrostatik püskürtmeyle uygulaması

Bu uygulamalarda, havayla karıştırılarak akışkanlaştırılan toz boya, ucunda bir meme bulunan toz boya tabancasından püskürtülür. Memeye yerleştirilen bir eksi (–) elektroda uygulanan 40–100 kV civarı yüksek gerilim hava moleküllerini iyonlaştırır. Oluşan bu iyon bulutu, “korona” olarak adlandırılır. Oluşan ve “Korona” olarak da anılan iyon bulutundaki eksi yüklü iyonlar toz boya parçacıklarının yüzeylerine tutunarak onları eksi yükle yüklerler. Topraklama yoluyla artı (+) elektrot konumuna geçen boyanacak nesne bu toz parçacıklarını kendine çeker. Yüzeye ulaşan toz boya zerreleri yüzeyle temas sonucu yüksüzleşirler. Oluşan gevşek toz boya filmi, daha sonra fırınlanarak, iyi yapışan, sert, sağlam, sürekli bir filme dönüştürülür.

Organic coating

1) General name of coating materials, having a backbone structure of organic polymers, oligomers or monomer based binders. Organic coating material with no pigment is called clear coat or varnish and if pigmented then it’s called paint.
2) Film formed by the film formation of organic coating material. See Also Putty, Powder coatings

Polyester Putty / Knife Putty

Name given to putties that unsaturated polyester resins or epoxy resins are used as binders and that reaches to very high stiffness after spatula application and drying.

Putty

Organic coating material that contains extenders above the Critical Pigment Volume Concentration (CPVC). Putties are used to fill holes, cracks, and eliminate roughness on the substrate. Putties can be applied using spatula and rollers due to their high viscosity.

Powder coatings

Solvent free coatings which use resins with glass transition temperatures higher than room temperature. Powder coatings are comminuted to 20-100 microns. Powders clung to the surface forms a thin film after high temperature baking.

Electrostatic spray applications of powder coatings

Through these applications, powder coating fluidized by mixing with air is sprayed using a powder gun with an orifice. A high voltage of 40-100 kV connected to a negative electrode at the orifice ionizes air molecules. This cloud of ions is called “corona”. Powder particles pick-up anions when passing through the corona and become negatively charged. Since the object to be coated has become anode because of grounding it attracts particles to its surface. Particles are neutralized when they reach the surface. Loose powder coating film, turns to a tough, durable, continuous, film with good adhesion after baking.

Basit organik moleküllerden sentezlenerek elde edilen ve çok geniş renk çeşitlilikleriyle boya sanayiindeki estetik olanakları büyük ölçüde artıran renk pigmentleri grubu.

İnorganik renk pigmentleri

Çoğunluğunu metal oksitlerin, metal oksit karışımlarının ve karbon siyahının oluşturduğu, inorganik esaslı pigmentler. Günümüzde kullanılan inorganik renk pigmentlerinin tümüne yakını, sentetik olarak üretilmektedirler.

Organic color pigments

Group of pigments synthesized from basic organic molecules and possessing the ability to enhance the aesthetics in paint industry by virtue of their wide range of colors.

Inorganic color pigments

Inorganic based pigments, most of which are formed by metal oxides, metal oxide mixtures and carbon black. Almost all inorganic pigments used today are obtained synthetically.
 

Yüzeyleri OH gruplarınca zengin olan doğal killer, amonyum tuzlarıyla organik modifikasyona uğratılarak boyayla uyuşur hale getirilirler. Oluşturdukları hidrojen bağlarıyla, boyaya kesmeyle incelen ve tiksotropik özellik kazandırırlar.

Organoclays

Natural clays with surplus OH groups on their surface, are reacted with ammonium salts  to increase their compatibility with paints. They attribute shear thinning and thixotropy to the paint by forming hydrogen bonds.

Bir ucunda, polar gruplara ilgisi yüksek silan grupları diğer ucunda da, içinde kullanılacağı yaş boyanın ana bağlayıcısıyla uyuşurluğu yüksek bir hidrokarbon kısım bulunan bileşikler. Özellikle metal, cam, beton gibi polar gruplarca zengin yüzeylere uygulanacak kaplamaların yapışmasını kuvvetlendirmek amacıyla boya formüllerine katkı olarak girilebilirler.

Organosilane compounds

Compounds having silane groups with high affinity to polar groups at one end and hydrocarbon part that is highly compatible with the main binder at the other end. Especially, they are used as additives to improve the adhesion of coatings applied on surfaces rich in polar groups like metal, glass and concrete.

Aromatik ağırlıklı petrol damıtma ürünlerinin bir karışımı. Kimyasal yapısı: Net bir kimyasal yapıdan söz edilemez. Kaynama aralığı: ~180-210°C; etere göre buharlaşma sayısı: 115 (Solvesso 150 için), 148 (Shelsol AB için); özgül ağırlığı: 0,894-0,895; kırma indisi: 1,512; parlama noktası: 62°C

Medium heavy solvent naphta

Mixture of distillation products composed predominantly of aromatics. Chemical structure: No definite chemical structure.
Boiling range: ~180-210°C; Evaporation number based on the ether: 115 (for Solvesso 150), 148 (for Shelsol AB); Specific gravity: 0,894-0,895; Refractive index: 1,512; Flash point: 62°C

Buharda liflere ayrılan yongaların, üre formaldehit bağlayıcısı ve bir miktar da parafin mumu ilavesiyle sıcak pres altında kurutulmasıyla elde edilen levha biçimli ürün. Yoğunluğu 600 – 800 kg/m3’ tür. Yongaların lifler halinde tiftilmiş olması, mekanik dayanımının ve nem direncinin, sunta gibi diğer yonga levhalara göre çok daha yüksek olmasını sağlar. Banyo ve mutfak dolapları, çekmece, bazı mobilya kısımları, raflar, kitaplıklar ve ofis mobilyalarıyla iç dekorasyon işlerinde kullanılır.

Medium Density Fiberboard

It is a panel shaped product formed by breaking down of wood chips into fibres under steam, adding urea formaldehyde and a little amount of paraffin wax, and drying under high temperature and pressure. MDF has a typical density of 600-800 kg/m³. Since the chips in MDF are broken down as wood fibres, mechanical strength and humidity resistance of MDF is higher than fiberboards like chipboard. MDF is used in production of kitchen and bathroom cabinets, drawers, shelves, bookcase and office furniture as well as for interior decoration.

Otomotiv ürünlerinin, üretilmeleri sırasında boyanmalarının ardından, kaza, çizilme vd. nedenlerle kısmen boyanmaları ya da çeşitli nedenlerle tamamen yeniden boyanmaları amacına yönelik olarak üretilip pazarlanan macun, astar ve son katlar. Plastik kısımlar, kumaş, polimerik köpük içeren koltuklar ve diğer ısıya dayanıksız aksesuar, “giydirilmiş” taşıtın 80°C’nin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalmasına izin vermez. Bu nedenle, oto tamir boyaları sektöründe kullanılan ürünler 80°C ve altındaki sıcaklıklarda kuruyup sertleşecek özellikte seçilirler. Öte yandan, özellikle kısmi tamir amaçlı boyamalarda, orijinal boyalı kısımla tamir boyası uygulanmış kısım arasında başlangıçta da, uzun kullanım süreleri sonrasında da renk ve parlaklık farklarının olmaması için, gerek orijinal boyalarda gerekse oto tamir boyalarında benzer dayanım özelliklerine sahip bağlayıcı ve pigmentlerin kullanılması gereklidir.

Car repair paints / Car Refinishes / Auto Repair Coatings

Putties, primers and top coats used for painting partly or in full if an accident happens or a scratch occurs on the car in the assembly line. Plastic parts, seats made of fibers and polymeric foams and other non heat resistant accessories, do not allow the exposure of the car to temperature above 80°C. Therefore, car repair paints should be dried and cured below 80°C. On the other hand, to eliminate color and gloss differences between the painted part and the whole car, during the assembly line and throughout the service-life of the car, the resin and pigments used in repair paint should have similar durability as the OEM coating.

Temel etkinliğin hızla ilerleyen hatlarda montaj olduğu otomotiv fabrikalarında kullanılan otomotiv parçalarının çok büyük kısmı oto yan sanayii tesislerinde üretilir. Motor, radyatör, filtreler, koltuklar, aynalar, tamponlar, iç plastik parçalar, jantlar, jant kapakları gibi, kimi metal kimi plastik olan ve çoğunluğu boyanan bu parçaların boyanmasında kullanılan macun, astar, son kat ve verniklere oto yan sanayii boyaları denir. Orijinal araç parçalarına uygulanan boyaların yanısıra, taşıtın kullanım ömrü içinde gereken yedek parçalara uygulanan boyalar da bu sınıfa girer.

Automotive component coatings / Automotive part coatings

Vast majority of automotive components used at manufacturing plants where the main purpose is to produce cars in rapid assembly lines, are produced at various automotive component plants. Putties, primers, top coats and clear coats used for painting metal or plastic parts like engines, radiators, filters, seats, mirrors, bumpers, interior plastic parts, rims, hubcaps etc. are called automotive component coatings. In addition to paints applied to original vehicle components, paints applied to spare parts especially during the service-life of vehicle are also considered as automotive component coatings.

Yeni üretilen taşıta koruyuculuk ve görsel albeni kazandırmak için, otomotiv fabrikalarının boyahanelerinde uygulanan boyalar.
Günümüzde bir binek otosunun boya gamı, parantez içlerinde verilen temel işlevlere sahip olan aşağıdaki katmanlardan oluşmaktadır:
1) Daldırmayla uygulanan kataforetik astarlar (çok yüksek pas direnci sağlamak),
2) Sprey edilerek (püskürtülerek) uygulanan astarlar (taş çarpma direncini artırmak, son kat öncesi düzgün bir yüzey oluşturmak),
3) Sprey edilerek (püskürtülerek) uygulanan son katlar (boya gamının dış ortam koşullarına direncini artırmak, uzun süreli kalıcılığı olan parlak ve çekici renklere sahip bir görüntü oluşturmak).

Automotive OEM coatings

Paints applied to automotive products in OEMs' paintshops for bringing protection and visual attraction to cars. Nowadays, coating system of a passenger car is composed of following layers with their functions given in parenthesis.
1) Cathodic Electro Deposition (CED) primer applied by dipping (to provide high corrosion resistance).
2) Primer surfacer applied by spraying (to increase stone chip resistance and to smooth the surface for topcoating).
3) Top coat layers applied by spraying (to increase exterior durability of coating system and to bring an appearance with glossy and attractive colors that last for long periods).

Cathodic Electrodeposition Coatings (CED)

Organic coatings formed by coating of an object- having a conductive surface- connected to a circuit as the cathode by positively charged paint particles suspended in aqueous medium under direct current. Cathodic electrodeposition coatings are most widely utilized for automotive coatings. Perfect adhesion enables superior corrosion resistance. These coatings are also known as cataphoretic coatings.

Cedar (in latin: Cedrus Libani A. Rich)

Its wood is resistant to weather conditions and decaying. The odor of cedar oil keeps moths away therefore it is used for the production of wardrobes as solid wood or veneer. Besides, due to its odor absorption property, shoe cabinets are made of cedar. Some types of cedar wood are used to produce guitar body and headstock.
 

Yarı geçirgen bir zarın, iki ayrı bölmeye ayırdığı bir kabın bölmelerinde  kimyasal bileşimleri ayni fakat derişimleri farklı iki sıvı bulunduğu düşünülsün. Zar, daha küçük olan çözgen moleküllerini geçirebiliyor, daha büyük olan çözünen moleküllerini geçirmiyor olsun. Çözgen moleküllerinin, zaman içinde, çözünen derişiminin daha az olduğu bölmeden, çözünen derişiminin daha fazla olduğu bölmeye geçmesi olayına “ozmos” denir. Bu süreçte, bir yandan da, geçişin kütle artışına yol açtığı bölmedeki basınç da artar. Sürücü kuvvet olan derişim farkıyla, direnç unsuru olan basınç farkının dengelendiği noktada ozmos sürecinde de dengeye ulaşılır.

Osmosis

Think of two fluids with the same chemical composition but differing in concentration which are separated by a semi-permeable membrane. This membrane permits passage of small size solvent molecules but not the large solute molecules. Movement of solvent molecules from an area of low solute concentration to an area of high solute concentration is called “osmosis”. During osmosis, movement of solvent molecules leads to an increase in mass followed by an increase in pressure. The equilibrium in osmosis is reached when concentration difference (driving force of osmosis) and pressure difference which acts against it balance each other.

Yarı geçirgen bir zarın ayırdığı iki bölmeli bir kapta oluşan ozmos olayı sırasında çözünen madde derişiminin daha yüksek olduğu bölmedeki sıvı kütlesi bu yolla artar ve zar üzerinde bir basınç oluşturur. Bu basıncın, daha fazla kütle geçişine izin vermediği noktada çözgen geçişi durur. Bu noktadaki basınca da ozmotik basınç denir. Uyguladığı yüzeyde ya da kendi bünyesinde “suda çözünen” safsızlık bulunan boya filmi suya maruz kalıdığında, yarı geçirgen bir zar gibi davranabilir içine doğru su geçişi başlar. Oluşan ozmotik basınç, boya filminde blister (Kabarcıklanma) kusuruna yol açar.

Kabarcıklanma

Sertleşmiş boya filminde, içi gaz veya sıvı dolu kabarcıkların oluşması. Uygulanma yüzeyinde noktasal korozyonun gelişmesi; uygulanma yüzeyi üzerinde veya yaş boyanın içinde suda çözünebilen tuzların bulunması, boya filminde, içi sıvı dolu kabarcıkların oluşumuna yol açan sebepler arasında anılabilir. Ayrıca, başta fırın kurumalı boyalarda, kalın boya filmini aşıp çıkamayan çözgenlerin varlığı gibi nedenler de içinde gaz bulunan kabarcık oluşumuna yol açarlar. Kabarcık oluşumu, boyanın koruyucu ve süsleyici işlevlerini azaltan bir film kusurudur.

Osmotic pressure

During osmosis in a cup divided into two parts by a semi-permeable membrane, liquid mass in the high solvent concentration part increases and exerts a pressure on the membrane. When this pressure is high enough and doesn’t allow any further mass transfer, the movement of solvent molecules stops. This pressure is called osmotic pressure. Paint film acts as a semi-permeable membrane and lets water migrate through itself when a water-soluble impurity exists on the substrate or in its composition. Osmotic pressure in paint films results in a paint defect called “blistering“.

Blistering

Formation of blisters filled with gas or liquid on a dried coating film. Main reasons for liquid filled blisters could be development of local corrosions on the application surface and existence of water soluble salts in wet paint or application surface. In addition, for especially oven dried coatings, factors such as existence of solvents that are unable to pass the thick coating film can cause gas filled blisters. Blistering is a defect that hinders the protective and decorative functions of the coating.