Boya Terimleri

Aramak istediğiniz kelimeyi yazınız
A B C Ç D E F G Ğ H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Yağ absorpsiyonu

100 gram pigmenti, üzerine azar azar keten yağı ekleyerek spatulayla ezip tek bir pigment topu haline getirmek için girilmesi gereken toplam yağ miktarı. Yağ absorpsiyon değeri, boya formülü çalışılırken, bir pigmentin bağlayıcı gereksinimini öngörmede yaygın olarak kullanılır.

Oil absorption

Quantity of linseed oil slowly added to 100 g of pigment while rubbing with a spatula until reaching a point at which the mixture takes the form of a ball. Oil absorption value, is commonly used for predicting the binder amount for a specified pigment during paint formulation.

Boya uygulanacak yüzeyde kalan yağlar, hemen her tür boya için yapışma bozucu etki oluştururlar. Bu nedenle, uygulamaya başlamadan, yüzeylerdeki her tür yağın uzaklaştırılması çok önemlidir. Boyama öncesinde yağ almada en sık kullanılan yöntemlerden birincisi, boyanacak yüzeyleri bol çözgenli bezle veya fırçayla silerek/yıkayarak yağı uzaklaştırmak, ikincisiyse, sıcak alkali çözeltilerini yüzeye uygulayarak yağı sabunlaştırıp yüzeyden uzaklaştırmaktır.

Degreasing

Grease on surfaces to be coated, causes poor adhesion for all types of coatings. Therefore, before application, it is important that grease of all kinds should be removed from the surface. First method to degrease before paint application is, wiping/washing the surface with a rag wet with solvent or with a brush. The second method is to remove grease by saponification from the surface by applying hot alkali solution.

Konjuge yağ asitleri

Karbon-karbon bağlarından oluşan ana zincirleri üzerindeki çift bağların, “birer atlamalı” dizildiği (C–C=C–C=C– gibi) yağ asitleri. Örneğin eleostearik asit, likanik asit gibi. Eşlenik yağ asitleri de denir.

Yağ asitleri

Poliollerle esterleşerek yağları oluşturan asitler. Büyük bölümünü, gliserinle esterleşerek bitkisel yağları oluşturan “bitkisel yağ asitleri” oluşturur. Tek asit fonksiyonlu olup çoğu 18 karbonlu birer zincir olan bitkisel yağ asitleri, içerdikleri C=C bağ sayısına bağlı olarak kurutan, yarı kuruyan, kurumayan yağların oluşmasına yol açarlar. Boya sektöründe, alkid reçinesi üretiminde yaygın kullanılırlar.

Fatty acids

Conjugated fatty acids

Fatty acids containing double bonds separated from each other by one single bond on their main molecule chain that is composed of carbon-carbon bonds. e.g., eleostearic acid, licanic acid etc.

Fatty acids

Acids that form oils by esterification with polyols. Majority of fatty acids are “vegetable fatty acids” which form vegetable oils by glycerol esterification. Monofunctional vegetable oils having 18 Carbon chain in their backbone are classified according to the number of C=C bond they have, as drying, semi-drying and non-drying. Fatty acids are widely used in paint industry for alkyd resin production.

Alkid reçinesinin polyester omurgasına eklenen yağ asidi miktarının bir ölçüsüdür. Yüz katı alkid reçinesi içinde yer alan toplam yağın ağırlığı “yağ uzunluğu” olarak tanımlanır. Bu oran % 60’tan fazla olursa “uzun yağlı”, % 40-60 arası olursa “orta yağlı”, % 40’tan az olursa “kısa yağlı” alkid elde edilir.

Oil length

Amount of fatty acid added to the polyester backbone of alkyd resin. Oil length is defined as the total weight of oil in 100% solids alkyd resin. If oil length is higher than 60%, “long-oil alkyd resin”, between 40% and 60%, “medium-oil alkyd resin”, lower than 40%,“short-oil alkyd resin” is obtained.

Bkz. Polyester reçineleri
 

Polyester reçineleri

Poliollerle poliasitlerin tepkimesi sonucunda ester bağları üzerinden büyüyerek oluşan polimerlerin genel adı. Omurgaları aynı biçimde olmasına karşın, yapılarında yağ asitleri de bulunan alkid reçinelerinden farkını vurgulamak için, saf polyester reçinelerine “yağsız polyester reçineleri”de denir. Yağsız polyester reçinelerinin içerdiği poliol ve poliasitler, doymamışlık içeriyorlarsa “Doymamış polyester reçineleri”; içermiyorlarsa “Doymuş polyester reçineleri” olarak adlandırılırlar.

Oil-free polyester resins

See Polyester resins

Polyester resins

Ester based polymers derived from polycondensation of polyols and polyacids. Although their backbone structure is similar, to point out the difference from the fatty acid containing alkyd resins, they are called oil-free polyesters. If the polyols and polyacids contain unsaturation, polyester resins are called “unsaturated polyester resins”, if not, they are called “saturated polyester resins”

Yalıtım amaçlı macunlar, inşaat sanayiinde, orijinal oto ve oto tamir sektöründe, uçak sanayiinde, deniz taşıtları sektöründe kullanılırlar. Ana kullanım amaçları, boyanan nesnenin ek yerlerindeki ve birleşme noktalarındaki boşlukları esnek bir biçimde doldurarak su, nem, kimyasal, gaz geçişini önlemek yani maddî yalıtımı sağlamak; esnek ve (bazı türlerde) gözenekli yapısıyla titreşimleri emerek ses yalıtımını sağlamak ve bazı durumlarda da düşük ısıl iletkenliğiyle ve (bazı türlerde) gözenekli yapısıyla ısı yalıtımını sağlamaktır.

Insulating putties

Insulating putties found applications in automotive OEM, automotive refinish aerospace industry and water craft industry. Main purpose of using insulating putties is to prevent transfer of water, humidity, chemical and gas by elastically sealing of edge joint points and junction points of coated objects. Furthermore, providing a sound insulation by its flexible and porous (some types) structure and again providing heat insulation by its low heat conductivity and porous (some types) structure are the main purposes of using insulating putties.

Ara kat yapışması zayıflığı

Bir boya gamını oluşturan katmanlar olarak, birbiri ardısıra uygulanan katların aralarında yetersiz yapışma kuvvetinin gözlenmesiyle belirlenen boya kusuru. Birbirleriyle kimyasal uyuşurluğa sahip olmayan katların ardışık uygulanması; alt katların aşırı pişirilmesine bağlı olarak yüzey aktif bileşiklerin parçalanması gibi nedenler, tipik ara kat yapışması sorunu yaratan etkenler arasında sayılır.

Bant yapışma testi

Bir yüzey üzerine uygulanan ve sertleştirilen organik kaplama filminin yüzeye yapışma derecesinin ölçülmesi amacıyla yapılan bir test. Boya filmi bir bıçakla derinlemesine çizildikten sonra, yüzeyine yapışkan bir bant yapıştırılır. Hızla çekilen bantla birlikte, boya filminin de yüzeyden ayrılıp ayrılmadığı, ayrıldıysa ne oranda ayrıldığı ölçülerek boyanın yüzeye yapışma kalitesi belirlenir.

Yapışma

Bir katı ile bir sıvı, ya da bir katı ile bir başka katı yüzeyin, aralarındaki çekim kuvvetlerinin etkisiyle birbirlerine bağlanması. Yapışmaya yol açan bileşenler (a) mekanik bileşen, (b) kimyasal bileşen, (c) dispersiyon bileşeni, (d)elektrostatik bileşen ve (e) diffüzyon bileşeni olarak sayılabilir. Herhangi bir yapışma olgusunda, bu bileşenlerin bir kısmı ya da tümü rol oynar.

Yapışma artırıcı astar

Başta polietilen, polipropilen gibi poliolefinik yapılı plastik yüzeyler ve bazı alüminyum alaşımları olmak üzere, yapışma sağlanması güç kimi yüzeylere, müteakip katların yapışmasını sağlamak amacıyla ince bir kat halinde uygulanan astarlar (Örneğin: klorlanmış poliolefin, organosilan, polibinilbütiral esaslı astarlar).

Adhesion

Intercoat adhesion failure

Coating defect described by the insufficient adhesion observed between the successive layers of a coating system. Successive application of chemically incompatible layers, and degradation of surface active compounds due to overbaking of lower layers can be typical factors causing intercoat adhesion failure.

Tape adhesion test

Test performed to measure the degree of adhesion of the organic coating film to the surface after application and drying of the coating. Adhesion performance is checked by adhering a tape to the thoroughly cut coating film and pulling away rapidly to determine whether the coating comes off and if it does, to what extent it does.

Adhesion

State in which two surfaces (i.e., solid-liquid or solid-another solid) held together by attractive forces. Components that results in adhesion are: (a) mechanical component, (b) chemical component, (c) dispersion component, (d) electrostatic component and (e) diffusion component. In any adhesion event, all or some of the components play a role.

Adhesion promoter / Adhesion promoter primer

Primers applied as a thin layer to promote interlaminar adhesion on surfaces difficult to adhere. The surfaces difficult to adhere are mainly polyolefinic structured plastic surfaces like polyethylene and polypropylene etc. and some aluminium alloy surfaces. Examples of adhesion promoters are chlorinated polyolefin, organosilanes and polyvinylbutyral based primers.

Başta polietilen, polipropilen gibi poliolefinik yapılı plastik yüzeyler ve bazı alüminyum alaşımları olmak üzere, yapışma sağlanması güç kimi yüzeylere, müteakip katların yapışmasını sağlamak amacıyla ince bir kat halinde uygulanan astarlar (Örneğin: klorlanmış poliolefin, organosilan, polibinilbütiral esaslı astarlar).

Adhesion promoter / Adhesion promoter primer

Primers applied as a thin layer to promote interlaminar adhesion on surfaces difficult to adhere. The surfaces difficult to adhere are mainly polyolefinic structured plastic surfaces like polyethylene and polypropylene etc. and some aluminium alloy surfaces. Examples of adhesion promoters are chlorinated polyolefin, organosilanes and polyvinylbutyral based primers.

Pigment veya boyar maddelerin moleküllerinde yer alabilen ve asıl renk verici (kromofor) grubun yanısıra, renk özelliğinin oluşmasında katkısı olan kimyasal gruplar.

Auxochrome groups

Chemical groups which can be presented in the structure of pigments and dyestuffs and can contribute to color of the compound together with main chromophore groups.

Bünyesinde yarı kuruyan yağlar bulunan alkid reçineleri.

Semi-drying alkyd resins

Alkyd resins containing semi-drying oils in their backbone.

Gliserin molekülünün, üzerlerinde sınırlı miktarda doymamışlık bulunan yağ asitleriyle tepkimeye girmesi sonucunda oluşan yağların genel adı (Yarı kuruyan yağların, kuruyan yağlarda olduğu cinsten objektif bir tanımı yoktur. Ancak, pratik olarak, içerilen yağ asiti zinciri başına, ortalama 1,5-2 civarında doymamışlığın söz konusu olduğu yağları yarı kuruyan yağlar olarak anmak yanlış olmaz).

Semi-drying oils

General name of oils, formed by reaction of glycerine with fatty acids with limited unsaturation. (Semi-drying oils do not have a certain definition as the drying oils). Practically, it is conveninent to define oils as semi-drying if they have an approximately 1.5 - 2 unsaturation per fatty acid chain.

Yaş boyaların elektrostatik uygulamalarında, elektriksel devrenin tamamlanabilmesi için, boyanacak yüzeye ulaşan boya zerreciklerinin, üzerlerindeki yükü yüzey üzerinden toprağa aktarabilmeleri gerekir. Bunun için de, uygun çözgenler ve katkılsar kullanılarak, yaş boyanın elektriksel iletkenliğinin yeterli hale getirilmesi gerekir.

Wet paint conductivity

To complete the electrical circuit during wet paint electrostatic applications, the paint droplets reaching the surface to be coated should transfer the charge to the ground. Thus, the conductivity of the paint should be adjusted using proper solvents and additives.

Boyanın, ambalaj içindeki haliyle sahip olması gereken özelliklerini (viskozite, katı madde, yoğunluk, ezme inceliği, çökme kararlılığı, vd) belirlemek amacıyla yapılan testler.

​​​​​Viskozite / kıvam

Bir akışkanın, akmaya karşı gösterdiği direncin ölçüsü. Bir akışkanın viskozitesi ne kadar yüksekse, akmaya karşı direncinin o ölçüde fazla olduğu anlaşılır.

Ağırlıkça katı madde

Bir organik kaplama malzemesinin içinde bulunan “uçucu olmayan” malzeme ağırlığının toplamı ağırlığa yüzde cinsinden oranına verilen ad.

Hacimce katı madde

Yaş boyaların uçucu olmayan kısımlarının hacminin, toplam boya hacmine oranı “hacimce katı madde” olarak tanımlanır.

Ezme inceliği

Dispersiyon işlemi sonucunda elde edilen tanecik büyüklüğü aralığının üst sınırı. Örneğin, Ezme inceliğinin belirtilmesinde iki ölçek yaygın olarak kullanılır: Mikrometre temelindeki metrik ölçek ve Hegman ölçeği. Örneğin, bir pigment pastasındaki veya bir boyadaki taneciklerin hemen hemen tümünün 25µm veya daha küçük boyutta olması durumunda, ezme inceliği, metrik ölçekte 25µm, Hegman ölçeğinde 6 olarak belirtilir.


 

Wet paint tests

Test to determine the properties that a paint should have in the package (i.e., viscosity, solids%, density, fineness of grind , settling stability etc.)

Viscosity

Measure of resistance of a fluid against flow. The higher the viscosity of a fluid, the more resistance it has to flow.

Fineness of grind

Upper limit of particle size range obtained after dispersion. Fineness of grind is usually stated using two gauges: Metric gauge based on micrometer and Hegman gauge. e.g, in the case that almost all the particles in a pigment paste or coating are 25µm or smaller, fineness of grind is 25µm in metric gauge and 6 in Hegman gauge.

 

Ambalaj viskozitesindeki ve uygulama viskozitesindeki boyaların, genellikle g/ml cinsinden ölçülen yoğunlukları. Boya yoğunlukları, yaygın olarak piknometrelerle ölçülür. Piknometreler, alüminyumdan veya paslanmaz çelikten yapılma, sabit hacimli ve kapaklı kaplardır.

Wet paint density

Density of paints in package or application viscosity. It is measured in g/ml units. Paint density is commonly measured with pycnometer. Pycnometers are constant volume cups made of aluminium or stainless steel.

Bkz. Ezme

Beraber ezme yöntemi

Birden fazla sayıda pigment ve/veya dolgu kullanılarak yapılabilen bir boyanın, bu pigment ve/veya dolguların birlikte ezilerek disperse edilmesiyle üretilmesi yöntemi.

Ezme

Mekanik enerji kullanılarak, akışkan ortam içinde bulunan pigment topaklarının parçacık boyutlarının küçültülmesi için uygulanan bir boya üretim adımı. Yaş boyada kullanılan pigmentlerin, reçine çözeltilerinden oluşan sıvı ortamda ezilmeleri dolayısıyla bu işlemler “yaş ezme (wet grinding)” olarak da adlandırılır.

Ezme inceliği

Dispersiyon işlemi sonucunda elde edilen tanecik büyüklüğü aralığının üst sınırı. Örneğin, Ezme inceliğinin belirtilmesinde iki ölçek yaygın olarak kullanılır: Mikrometre temelindeki metrik ölçek ve Hegman ölçeği. Örneğin, bir pigment pastasındaki veya bir boyadaki taneciklerin hemen hemen tümünün 25µm veya daha küçük boyutta olması durumunda, ezme inceliği, metrik ölçekte 25µm, Hegman ölçeğinde 6 olarak belirtilir.

Ezme ölçer (grindometre)

Pigment içeren boyaların veya boya yarı ürünlerinin sahip olduğu tanecik büyüklüğünün üst sınırını belirlemek için kullanılan laboratuvar cihazı. Ezme ölçerler, sıfırdan başlayarak gittikçe derinleşen oyuklar içeren çelik bir bloktan oluşurlar. Oyuğun derin ucuna doldurulan pigmentli sıvı bir bıçak yardımıyla oyuğun sığ ucuna doğru sıvazlanarak süpürülür. Taneciklerin görülmeye başladığı noktadaki oyuk derinliği ezme inceliği olarak kaydedilir.

Yaş ezme

Bkz. Ezme

Wet grinding

See Grinding

Grinding

Paint production step applied to decrease the particle size of pigment aggregates in the fluid medium using mechanical energy. Because grinding of pigments used in wet paints are achieved in liquid media consisting of resin solutions, those processes are also called “wet grinding”.

Wet grinding

See Grinding

Yaş boya filminin, uygulamanın bitmesinden hemen sonra ölçülen kalınlığı. Yaş film kalınlığı, en yaygın olarak, her dişi farklı derinlikte olan “kalınlık tarağı” ile ölçülür. Yine yaygın kullanılan ikinci cihaz da, iç içe geçmiş eksantrik (yani eş merkezli olmayan) disklerden oluşan “yaş film tekerleği” dir.

Wet film thickness

The thickness of the wet paint film immediately after application. Wet film thickness is commonly measured by Wet Film Comb Gauges with various depth tabs. Another frequently used tool is the Wet Film Thickness Wheel which consists of nested eccentric discs.

Mevcut bir boya katının kurumasını beklemeden, izleyen boya katının uygulanması esasına dayanan bir boya uygulama yöntemi.

Wet on wet (w/w)

Paint application method based on applying a layer without waiting for the previous layer to dry.

Yüzeye uygulanan yaş boyanın, yüzey gerilimi ve yer çekimi kuvvetleri etkisiyle, yüzeyi kaplayan ince bir filme dönüşmesi. Oluşan filmin kesintisiz ve homojen kalınlıkta olması, iyi bir yayılmanın gerçekleşti,ğini işaret eder.

Levelling

Transition of wet paint applied on a surface to a thin film layer due to surface tension and gravitational force. If the paint film is continuous and homogeneous, it is said to be good levelling.

Malzemelerde mükemmel homojenlikten söz edilemeyeceği için, her alaşımın veya tek elementten oluşan ama bir ölçüde safsızlık içeren her metalin yüzeyinde, çok sayıda bölgesel anodik ve katodik kısım mevcuttur. Yani, , farklı malzeme bileşimlerine ve dolayısıyla da farklı yükseltgenme potansiyellerine sahip olan bu komşu bölgeler bir pilin karşıt elektrodları gibi davranmaya uygundurlar. Metalin yüzeyinde, nem filmi düzeyinde de olsa bir sıvı tabakası oluşuyorsa, bu sistem bir pil gibi çalışabilir. Böyle bir pil “yerel korozyon pili” olarak anılır.

Local corrosion cells

Since a complete homogenization is impossible in materials, there are many anodic and cathodic regions on a surface of every alloy or metal composed of single element but containing a certain amount of impurity. Hence, these neighbouring regions that have different compositions and therefore different oxidation potentials are prone to act as electrodes of a cell. If a liquid layer, even as little as a humidity layer is formed on a metal surface, this systems act as a cell. This type of cell is called as local corrosion cells.

Demir esaslı ya da hafif alaşımlı metal yüzeylere 4-7 mm gibi düşük kurufilm kalınlıkları verecek şekilde uygulanan bir korozyon önleyici astar. İlk uygulamalar, astarın, boyanacak nesne üzerine akıtılmasıyla yapıldığı için yıkama astarı (wash primer) olarak anılmaktadırlar. Yıkama astarları, temel bağlayıcı olarak kullanılan polivinil bütiralin yanısıra epoksi ve fenolik reçineler kullanılarak formüle edilirler. Geleneksel olarak antikorozif çinko kromat pigmentini, Cr+6’nın yarattığı sağlık ve çevre zararı nedeniyle de son 20 yıldır bunun yerine çinko fosfat pigmentini, içerirler. Metal yüzeyle benzersiz yapışmasını sağlaması için bu astarlar asit katalizörle katalizlenirler. Kalıntı asit içerebilen yıkama astarı filmlerinin üzerine bazik bağlayıcılı katlar uygulanması, ara kat yapışma sorunlarının oluşması riski dolayısıyla, dikkatle yaklaşılması gereken bir uygulamadır.

Wash primer

Anti corrosive primer applied on ferrous or light alloy surfaces at 4-7 mm dry film thickness. Since first applications were done by washing the object with the primer, they are called “wash primers”. Wash primers are formulated with polyvinylbutyral as well as epoxy and phenolic resins. In the last two decades, wash primers included zinc phosphate pigments instead of zinc chromates due to hazards caused by Cr+6 to the environment and human health. Wash primers are catalyzed with acid-catalysts for a good adhesion on the metal surface. Applying layers with basic resins on the wash primer films with acid molecules left inside may result in intercoat adhesion failure. Therefore, attention should be paid to wash primer application.

Polimerleşme boyunca oluşan tepkimelerde yarı ürün olarak genellikle su molekülü oluştuğu için sürece bu isim verilir. Yoğuşma polimerleşmesinde, baştan itibaren polimerleşmenin her aşamasında, önce iki molekülün tepkimesinden, polimerleşme sırasında tekrarlanacak yapısal birim oluşur, sonra bu yapısal birim zincire eklenir. Yoğuşma polimerleşmesine, bu nedenle, “adımlı büyüme polimerleşmesi” de denir.

Condensation polymerization

Since water is formed as a side product during this type of polymerization reaction, it is called condensation polymerization. In condensation polymerization, starting from the initiation, in every step during the polymerization, a repeatable unit forms from the reaction of two molecules and this structural unit combines to the chain. Therefore, condensation polymerization is also called “step-growth polymerization”.

Organik kaplamaların su direncini ölçmekte kullanılan hızlandırılmış testlerden biri olan yoğuşmalı nem testi, yan duvarları test panellerinden oluşan ve içinde, test sıcaklığında ve neme doymuş durumda hava bulunan test kabinlerinde yapılır. Kabin içi sıcaklığın, kabin dışı sıcaklığa göre en az 10ºC daha yüksek olması sağlanarak, kabindeki hava içinde doygunluk derişiminde bulunan su buharının, boyalı kısmı içe bakan panelin yüzeylerinde yoğuşması sağlanır. Böylelikle, panellerin boyalı yüzeyleri, tüm test süresince ince bir nem tabakasıyla kaplı halde kalır. Testler, 40ºC ile 60ºC arası sıcaklıklarda ve genellikle 5 – 20 gün arası sürelerde uygulanır.
Ayrıca Bkz. Yoğuşmasız nem testi

Yoğuşmasız nem testi

Yoğuşmasız nem testi için, sabit sıcaklık kabinleri kullanılır ve paneller kabın içinde asılı tutulurlar. Kabin içindeki hava, yine test sıcaklığında neme doymuş durumdadır. Bu durumda, kabin içindeki havayla aynı sıcaklıkta olan panellerin yüzeylerinin bazı kısımlarında, rastlantısal olarak, yoğuşma sonucu gerçekleşen su filmleri oluşur. Dolayısıyla testin “yoğuşmasız” nem testi olarak anılması yanıltıcı olmamalıdır. Yoğuşmalı ve yoğuşmasız testler arasındaki fark, panellerin, birincisinde sürekli, ikincisinde yer yer ve zaman zaman su filmiyle kaplı olmasıdır. Yoğuşmasız nem testinin de süre ve sıcaklıkları, yoğuşmalı nem testinde belirtilen değerler civarında tutulabilir. Bu testlerde, denenen boyanın, performansı bilinen referans bir boyayla birlikte test edilmesi doğru olur. Ayrıca Bkz. Yoğuşmalı nem testi

Condensing humidity test

Accelerated test for measuring the water resistance of coatings were preformed in test cabinets where the sides of the cabinets are covered with test panels and inside is filled with saturated air at test temperature. Adjusting inside temperature of the cabinet by at least 10ºC higher than outside temperature, condensation of the water vapour in cabinet atmosphere, on the coated surface facing inside is accomplished. Hence, a thin boundary layer is deposited on the coated side of the panel, throughout the test. Condensing humidity tests are carried out at temperatures between 40ºC and 60ºC and for 5 to 20 days.See Also Non-condensing humidity test

Non-condensing humidity test

In non-condensing humidity test panels are suspended in the constant temperature cabinets. The air inside the cabinet should be saturated. In this stage, condensation leads to formation of random water films on panels which are also at the same temperature with the inside air. Calling this test non-condensing should not be misleading. Difference between condensing and non-condensing humidity test is, a continuous film formed on panels in the former test whereas random (from place to place or time to time) film formation is seen on the latter test. Temperature and humidity of non-condensing humidity test can be kept in the same range in condensing humidity test. In these tests, it is advisable to evaluate performance of a coating with respect to reference paint.
See Also Condensing humidity test

Yoğuşmasız nem testi için, sabit sıcaklık kabinleri kullanılır ve paneller kabın içinde asılı tutulurlar. Kabin içindeki hava, yine test sıcaklığında neme doymuş durumdadır. Bu durumda, kabin içindeki havayla aynı sıcaklıkta olan panellerin yüzeylerinin bazı kısımlarında, rastlantısal olarak, yoğuşma sonucu gerçekleşen su filmleri oluşur. Dolayısıyla testin “yoğuşmasız” nem testi olarak anılması yanıltıcı olmamalıdır. Yoğuşmalı ve yoğuşmasız testler arasındaki fark, panellerin, birincisinde sürekli, ikincisinde yer yer ve zaman zaman su filmiyle kaplı olmasıdır. Yoğuşmasız nem testinin de süre ve sıcaklıkları, yoğuşmalı nem testinde belirtilen değerler civarında tutulabilir. Bu testlerde, denenen boyanın, performansı bilinen referans bir boyayla birlikte test edilmesi doğru olur.
Ayrıca Bkz. Yoğuşmalı nem testi

Yoğuşmalı nem testi

Organik kaplamaların su direncini ölçmekte kullanılan hızlandırılmış testlerden biri olan yoğuşmalı nem testi, yan duvarları test panellerinden oluşan ve içinde, test sıcaklığında ve neme doymuş durumda hava bulunan test kabinlerinde yapılır. Kabin içi sıcaklığın, kabin dışı sıcaklığa göre en az 10ºC daha yüksek olması sağlanarak, kabindeki hava içinde doygunluk derişiminde bulunan su buharının, boyalı kısmı içe bakan panelin yüzeylerinde yoğuşması sağlanır. Böylelikle, panellerin boyalı yüzeyleri, tüm test süresince ince bir nem tabakasıyla kaplı halde kalır. Testler, 40ºC ile 60ºC arası sıcaklıklarda ve genellikle 5 – 20 gün arası sürelerde uygulanır. Ayrıca Bkz. Yoğuşmasız nem testi

Non-condensing humidity test

In non-condensing humidity test panels are suspended in the constant temperature cabinets. The air inside the cabinet should be saturated. In this stage, condensation leads to formation of random water films on panels which are also at the same temperature with the inside air. Calling this test non-condensing should not be misleading. Difference between condensing and non-condensing humidity test is, a continuous film formed on panels in the former test whereas random (from place to place or time to time) film formation is seen on the latter test. Temperature and humidity of non-condensing humidity test can be kept in the same range in condensing humidity test. In these tests, it is advisable to evaluate performance of a coating with respect to reference paint.
See Also Condensing humidity test

Condensing humidity test

Accelerated test for measuring the water resistance of coatings were preformed in test cabinets where the sides of the cabinets are covered with test panels and inside is filled with saturated air at test temperature. Adjusting inside temperature of the cabinet by at least 10ºC higher than outside temperature, condensation of the water vapour in cabinet atmosphere, on the coated surface facing inside is accomplished. Hence, a thin boundary layer is deposited on the coated side of the panel, throughout the test. Condensing humidity tests are carried out at temperatures between 40ºC and 60ºC and for 5 to 20 days.
See Also Non-condensing humidity test

Non-condensing humidity test

In non-condensing humidity test panels are suspended in the constant temperature cabinets. The air inside the cabinet should be saturated. In this stage, condensation leads to formation of random water films on panels which are also at the same temperature with the inside air. Calling this test non-condensing should not be misleading. Difference between condensing and non-condensing humidity test is, a continuous film formed on panels in the former test whereas random (from place to place or time to time) film formation is seen on the latter test. Temperature and humidity of non-condensing humidity test can be kept in the same range in condensing humidity test. In these tests, it is advisable to evaluate performance of a coating with respect to reference paint.See Also Condensing humidity test

Boyanın üretilmesi sırasında, gerek pigment dispersiyonunun ilk aşaması olan ilk karıştırma adımının gerçekleştirilmesinde kullanılan, gerekse zor homojenleştirme işlemlerinde başvurulan karıştırıcılardır. Yüksek devirli karıştırıcılarda, karıştırıcı bıçağı olarak, genellikle cowless türü dişli diskler kullanılır.

High speed dispersers

During the paint production, either in premix or in difficult homogenising processes, high-speed dispersers are utilized. Cowles type dissolver discs are typically used in high-speed dissolvers.

Konvansiyonel havalı tabancalarda 2,5-5,5 atm arası basınçlarda yapılan hava beslemesi yerine 0,2-0,7 atm arası basınçlarda havanın yüksek miktarlarda beslenmesiyle çalışan püskürtme tabancaları. Tabanca içindeki özel kanallar düşük basınçlı havanın yeterli atomizasyonu yapmasını sağlamakta; düşük basınç da, “geri sıçrama etkisi”ni azaltarak “aktarım etkinliği”ni artırmaktadır.

High Volume Low Pressure (HVLP) spray guns

Using 0.2-07 atm pressure instead of 2.5-5.5 atm air in conventional spray guns. But the volume of the low pressure air made is higher. Special channels in the spray gun allow the adequate atomization of low pressure air. Therefore, bounce back effects are reduced and transfer efficiency is increased at low pressure.

Sahip olduğu katı madde oranının, söz konusu boya için, o zaman diliminde yerleşik olan düzeyin belirgin ölçüde üzerinde olduğu yaş boyalara verilen addır. Gerek uçucu içeriğinin düşük olmasının bağlı olarak çevre üzerindeki etkinin azalması, gerekse aynı kalınlıktaki kuru filmin daha kısa süreli uygulamalarla yapılabilmesi ve dolayısıyla boyama hızının artması gibi nedenlerle yüksek katılı boyalara gösterilen ilgi yüksektir. Yüksek katılı boya formülasyonunda temel hedef, boya içindeki uçucu olmayan (non-volatile) girdilere olabildiğince az çözücü girerek uygulama viskozitesine ulaşmaktır. Bu amaçla, bağlayıcı olarak reaktif monomer veya oligomerlerin kullanılması, düşük molekül ağırlıklı polimerlerin kullanılması, pigment pastası viskozitelerini çok düşürebilen dispersiyon katkılarının kullanılması, bağlayıcı viskozitesini en çok düşüren çözgenlerin kullanılması, çapraz bağlanmaya katılarak filmde kalan reaktif incelticilerin kullanılması, v.d. teknikler kullanılır.

High solids coatings

General name of liquid paints with a solid content considerably higher than that of the conventional paint. High solids coatings are gaining attention because of reduced effects on environment due to low volatile content and short application times owing to the fact that with high solid content less time is needed to achieve the same dry film thickness. The aim of high solid coating formulation is, achieving application viscosity by adding minimum amount of solvent to the non-volatile constituents. Therefore, use of reactive monomers or oligomers, low molecular weight polymers, dispersion additives that can considerably reduce pigment paste viscosity, in addition to use of solvents that can reduce binder viscosity and reactive diluents which stays in the film by participating in crosslinking reaction are the main strategies in designing high solids coatings.

Polietilenin yaygın bir türü olup, LDPE’e göre daha az dallanmış yapıdadır, yoğunluğu ve kristalleşme oranı daha fazladır. HDPE’nin çekme gerilmesi daha yüksek olup, biçim verilebilme ve biyoparçalanma özellikleri LDPE’e göre daha düşüktür.

High density polyethylene (HDPE)

A common type of polyethylene and it has a less branched structure than LDPE. Nevertheless, its density and crystallization ratio is higher. The tensile strength of HDPE is higher but shape formation and biodegrading properties are lower than LDPE.

İngilizce’de yüzey aktifleştirici sözcüklerinin kısaltılmasıyla (Surface+active+agent) oluşan surfactant sözcüğünün de kullanıldığı bu maddeler, organik kaplamalarda yüzey gerilimini düşürmekte kullanılırlar. Bir ucunda polar bir grup diğer ucundaysa organik çözgen ve reçinelerle uyuşurluğu yüksek (:Organofilik) bir kesime sahip olan “yüzey aktifleştiriciler”den, ayrıca, sulu emülsiyonların hazırlanmasında, sulu ortamlardaki pigment dispersiyonlarının hazırlanmasında ve köpük giderme amaçlı katkı kullanımlarında yararlanılır.

Surfactant

Contracted from English word (Surface+active+agent). Surfactants are used to reduce surface tensions of organic coatings. Surfactants comprise one polar group at one edge and one organophilic (high compatibility with solvent and resins) group at another end. They are used in preparation of emulsions, aqueous pigment dispersions and also as defoamers.

Yüzey gerilimi

Herhangi bir sıvının yüzeyini azaltmaya çalışan kuvvete verilen ad. Bütün sıvılarda şiddeti sıvının türüne göre değişen moleküller arası çekim kuvvetleri (kohezyon kuvvetleri) bulunmaktadır. Sıvılarda iç kısımlarda (sıvının çeşitli derinliklerinde bulunan) moleküller, çevresindeki komşu moleküller tarafından her yönden eşit olarak , diğer bir ifadeyle küresel simetrik şekilde, çekim kuvvetlerinin etkisi altında bulunurlar. Böylece sıvı içerisindeki bir moleküle etkiyen kuvvetler birbirlerini dengeler. Oysa sıvının yüzeyinde bulunan bir molekül (sıvı- buhar ara yüzeyi göz önüne alındığında) buhar fazındaki yoğunluk sıvı fazdan düşük olduğundan, sadece yüzeyin altındaki moleküller tarafından sıvının içerisine doğru çekilirler. Sıvının iç kısmındaki molekülleri yüzeye çıkararak sıvının serbest yüzeyini artırmak için, sıvı molekülleri arasındaki kohezyon kuvvetlerine karşı iş yapılmalıdır. Bunun sonucu olarak sıvının yüzey bölgesinin molar serbest enerjisi , sıvının diğer kısmının molar serbest enerjisinden yüksektir (Not : Yüzey geriliminin bir diğer tanımı da, sıvının birim yüzey alanı başına düşen yüzey serbest enerjisi olarak yapılır).

Yüzey geriliminin ölçülmesi

Yüzey geriliminin ölçümünde kullanılan çeşitli yöntemler vardır. Boya sektöründe bu yöntemlerden dördü yaygın olarak kullanılır.
(a) Sıvı boyalar için Du Noüy Halka Yöntemi
(b) Sıvı boyalar için Wilhelmy Levha Yöntemi
(c) Sıvı boyalar için Temas Açısı Ölçüm Yöntemi
(ç) Sertleşmiş boya filmleri için Test Mürekkepleriyle Ölçüm Yöntemi.

Surface tension

Surface tension

Forces which tend to reduce surface area of any liquid. Depending on the type of liquid, all liquids have intermolecular attractions. Molecules deep within a liquid, are attracted equally in all directions by similar neighbouring molecules. Hence, they are in a stage of balanced equilibrium with their surroundings. Nevertheless, a molecule at the surface (the vapour-liquid interface) is pulled only by the molecules under and near and not by those above, due to the fact that vapour phase density is much lower than that of liquid phase. Work should be done against cohesion forces between liquid molecules, to increase the free surface area by taking the molecules to the surface from bulk liquid. Consequently, molar free energy of surface is higher than molar free energy of other parts of liquid. (Note: Another definition of surface tension is the free surface energy per unit surface area of liquid).

Surface tension measurement

There are various methods to determine the surface tension of liquids. Four of them is frequently used in paint industry.
(a) Du Noüy Ring method for liquid paints.
(b) Wilhelmy plate method for liquid paints.
(c) Measuring the contact angle for liquid paints. (Sessile drop method)
(d) Test ink method for cured paint films

Yüzey geriliminin ölçümünde kullanılan çeşitli yöntemler vardır. Boya sektöründe bu yöntemlerden dördü yaygın olarak kullanılır.
(a) Sıvı boyalar için Du Noüy Halka Yöntemi
(b) Sıvı boyalar için Wilhelmy Levha Yöntemi
(c) Sıvı boyalar için Temas Açısı Ölçüm Yöntemi
(ç) Sertleşmiş boya filmleri için Test Mürekkepleriyle Ölçüm Yöntemi.

Surface tension measurement

There are various methods to determine the surface tension of liquids. Four of them is frequently used in paint industry.
(a) Du Noüy Ring method for liquid paints.
(b) Wilhelmy plate method for liquid paints.
(c) Measuring the contact angle for liquid paints. (Sessile drop method)
(d) Test ink method for cured paint films

Florokarbon yüzey katkıları

Polisiloksan yüzey katkılarında olduğu gibi, boya girdileriyle uyuşur olan düşük yüzey gerilimli bu katkılar da yüzeye göçerek film kusurlarının oluşumunu engellerler.

Poliakrilat yüzey katkıları

Boya bağlayıcıları ve çözgenleriyle sınırlı bir uyuşmazlıkları olacak biçimde tasarlanan ve bu yüzden de boya yüzeyine göç ederek yüzeyde oluşturduğu ince ve kesintisiz tabakayla kusur oluşumunu önleyen yüzey katkıları. Ayrıca Bkz. Yüzey katkıları

Polisiloksan yüzey katkıları

Boya girdileriyle uyuşur yapıda olan ve yüzey gerilimi diğer boya girdilerinden daha düşük olduğu için krater, portakallanma, telgraf, vb. yüzey kusurlarının oluşumunu önleyen katkıların genel adı. Ayrıca Bkz. Yüzey katkıları

Silikon esaslı yüzey katkıları

Bkz. Polisiloksan yüzey katkıları

Yüzey katkıları

Olası film kusurlarının oluşumunun önlenmesi amacıyla boyaya katılırlar. Ya yüzey gerilimleri, diğer boya girdilerinin yüzey gerilimlerinden daha düşük olan (genellikle silikon ve florür bileşikleri); ya da, diğer boya girdileriyle sınırlı bir uyuşmazlığı olan (genellikle poliakrilat bileşikleri) bileşiklerinden seçilerek boya yüzeyine göçerek ince bir tabaka oluşturmaları sağlanır. Böylece, boya yüzeyinde, kusur oluşumlarına yol açan yüzey gerilimi farklı bölgelerin oluşması önlenmeye çalışılır.

Surface additives

Fluorocarbon surface additives

Similar to polysiloxane surface additives; fluorocarbon surface additives, having low surface tensions and compatibility with the coating formulation, migrate to the surface to avoid formation of film defects.

Polyacrylate surface additives

Surface additives that prevent defects by forming a thin continuous layer on the surface. These additives are designed with limited compatibility with the paint binders and solvents so that they can migrate to the surface. See Also Surface additives

Polysiloxane surface additives

General name of surface additives that prevent surface defects like craters, orange peel, telegraphing etc. by virtue of their compatibility with paint ingredients as well as lower surface tension they have than other paint ingredients. See Also Surface additives

Silicon additives / Silicon based surface additives

See polysiloxane surface additives

Surface additives

Surface additives are added to paint formulation to prevent film defects. They either have surface tensions lower than paint ingredients (silicone and fluoride compounds) or they are compounds having limited compatibility. They migrate to the surface and form a thin layer. Hence, surface tension gradients that cause defects on paint film are prevented.

Boya içinde mevcut olan ve istenmeyen taneciklerin, belirli göz açıklıklarına sahip elekler kullanılarak tutulması işlemine yüzeysel süzme adı verilir.

Surface filtration

A process in which unwanted particles presented in paint are retained on a certain mesh size sieve.

Yüzme terimi, boya filminin yüzeyinde, gölge, leke ya da yol yol iz oluşumu biçimindeki renk farklılıklarına neden olan kusurlar için kullanılır. Yüzme, boya içindeki farklı pigmentlerin ayrışmasına veya bunların homojen olmayan dağılımlarına bağlı olarak oluşur. Taşma ile temel farkı şudur: Taşma da, bir ya da bir kaç pigmentin film yüzeyine daha çok göçmesi nedeniyle, boya filminde, derinlemesine gelişen bir renk değişimi gözlenir. Yüzme de ise, renk farklanmaları panelin farklı bölgelerinde oluşabilir ve boya filminde derinlemesine gelişmez.

Taşma

Taşma (flooding) terimi, boyada mevcut pigmentlerin birinin ya da birkaçının boya yüzeyine, diğer pigmentlere oranla daha fazla göçmesi nedeniyle oluşan derinlemesine renk değişimini anlatmak için kullanılır. Taşma kusuru görülen bir yaş boyaya ovalama testi uygulandığında, boya–cam ara yüzeyine cam panelin arka yüzeyinden bakıldığında, ovalanan kısımda belli belirsiz bir renk değişikliği algılanabilirken, boya–hava ara yüzeyine bakıldığında yine ovalanan kısımda, bu defa, çok daha belirgin bir renk değişikliğinin olduğu gözlemlenir.

Floating

Floating is a term used to describe a mottled, splotchy or streaked appearance exhibited by a paint film. Floating is due to separation and uneven distribution of different pigments in the paint. Difference between floating and flooding is that, in flooding color varies along the depth of the film and the film appears uniform horizontally,owing to migration of one or several pigments to the surface. On the other hand, in floating, changes are localized on the panel and color is not uniform horizontally.

Flooding

It is used to specify a color change along the depth of the film due to the migration of one or several pigments to the surface more than other pigments. When rub-out test is performed on a wet paint film with flooding, one can see an indistinct color change on the rubbed region by looking the paint-glass interface behind the glass. On the other hand, a more certain color change can be seen at paint-air interface.